gonca-sezer-anasayfa-3

Gonca Sezer

1981-86  yıllarında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümde yüksek lisansını tamamladı.

2002 yılında Virginia Center for the Creative Arts  tan burs alarak Virginia Üniversitesi de çalışma imkanı buldu.

İlk sergisini 1988 yılında açan sanatçının kişisel sergileri arasında  2003 yılında Diri mart sanat galerisinde açtığı Görgü Tanığı ,2008 de El ,ARTIK mekan, 2009 da Eğitim ARTIK mekan, ve Bellek Sarayı sayılabilir.

Sanatçının yurt dışında katıldığı sergileri arasında Bulgaristan, Güney Kore, Çin, Polonya ve Almanya sayılabilir.

Gonca Sezer, çizim, fotoğraf, gündelik malzemeler gibi farklı araçlardan yararlanarak yerleştirmeler performanslar ve müdehaleler gerçekleştirir. Resim kökenli sanat eğitimi alan sanatçı çalışmalarındaki bu çeşitliliği görsel hafızanın işlerine yansıması olarak değerlendirir.

Temasal çeşitlilik gösteren işlerinde, ön plana çıkardığı konulardan bazıları toplumsal cinsiyet, şiddet ve hafızadır.

Gonca Sezer Berlin de 2009 yılında gerçekleştirilen İstanbul off  Space etkinliğinde kadının bir birey olarak şehirle ilişkisi, günlük yaşamda var olması ve kadına biçilen toplumsal roller gibi konulara eğilmiştir.

Issız Alanlarda Yaşananlara Dair (2015) adlı sergisinde sosyal travmaları desenler ve üç boyutlu objelerle ilişkilendiren sanatçı şöyle demiştir. “Günlük hayatımızda yaşadığımız toplumsal travmaları çocuk, kadın ve nesneler üzerinden kurgulayarak çalıştım. Desen ve objelerden oluşturduğum bu dizide çocuklar ve kadınlar mevcut durum başlığı altında toplanır. Bürokratlar isimli üç boyutlu objelerim ironik projeme dahil oldu. Altın varaklarla boyadığım kurbağa bürokratlar ve parçaları, halkın sorunlarını, isteklerini  ,yansıtmaktan uzak sadece atanmıştıklarıyla bulundukları kurumlarda altın kadar değerli çabuk üreyen herşeyi tüketen yok edici varlıklardır. Unutma Beni Çiçeği ise, yüz yıllardır sıradan fakat bir o kadar ilginç olan tanımıyla sergimdeki söylemleri destekler.

TÜR –İNSAN : BİYOPOLİTİKANIN BEBEKLERİ:

G

onca Sezer’in çalışmalarına baktığımızda, Foucault’nun ‘tür-insan’ üzerinden düşündüğü ekonomik siyasetin örneklerini çok rahat bir şekilde görme imkanına sahip oluyoruz. Gonca Sezer’i ilgilendiren, iktidarın yaşamı ve hayatı, ekonomik ve genetik yönden nasıl yeniden ürettiğine dair sorular sormaktan geçiyor.

Kitleselleştirilen bir denetim bireyselleştirilen iktidarla nasıl eklemleniyor? Bireysel olarak var olan, doğan, hayata gelen bebeklerin paketlere konulurcasına birleştirilmesi, onları geleceğin erleri gibi birbirinden ayırt edilemez üniformalar haline getiren iktidarın meydana getirdiği görüntüyü sunmak, Gonca Sezer’in fotoğraflarında ve desenlerindeki çabanın kendisi gibi gözüküyor.

Gonca Sezer’in bu son dönem çalışmaları, kendisinin pentür geleneğinden gelip, başka medyumlara, araçlara, materyallere doğru uzandığını göstermekte, ama bunu gerçekleştirirken de hiyerarşi gütmeksizin desenleriyle resme ait ögeleri hala çalışmalarına kattığını da unutturmamaktadır. Günümüz dili bu medyumları birlikte ele almakta, aynı anda kullanmakta ve evrimci bir geçişi ret etmektedir.

Ali Akay 2004